“Alton konfor ve güvenlik sağlıyor”

Ağır vasıta, hafif ticari araç, treyler ve endüstriyel uygulamalar için “Alton” markasıyla hava süspansiyon sistemleri üreten %100 öz sermayesi ile kurulan UPK Otomotiv,2017 yılında Ar-Ge yatırımlarıyla sektörde fark yaratacak. 15.000 m²’lik üretim alanıyla şampiyonlar ligi olarak tanımlanan Bursa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyetlerini sürdüren UPK Otomotiv Genel Müdürü Uğur Pehlivanküçük, Alton’un konfor ve güvenlik sağladığını belirterek 2017 yılında Ar-Ge merkezlerine ciddi yatırımlar yapacaklarını, özellikle test ekipmanlarında sektörde ses getirecek yatırım planlarının olduğunu açıkladı.

Otomotiv sektöründe uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahipsiniz. Özellikle ticari araçlar için yedek parça üretimi gerçekleştiriyorsunuz. UPK Otomotiv’in faaliyet alanlarından kısaca bahseder misiniz?

Hava süspansiyon sistemleri üreten UPK Otomotiv 2012 yılında kuruldu. İşimiz sadece hava süspansiyon körükleri üretmekti. 2017 yılında yeni bir karar alarak ortağımız HD Otomotiv Ateş Grubu ile birlikte, süspansiyon ile birlikte çalışan ekipmanlar ve V kolu üretimini de gamımıza kattık. Fabrikamızdaki üretim gücümüzü HD’nin gücü ile birleştirdik. Yeni tesisimizde 3.500 metrekare alanda 3 milyon Euro’luk V kolu üretimi yatırımı yaptık. Amacımız otomotiv ana sanayine 1. sınıf kalitede ürün üretmek. UPK’nın misyonu da budur. Biz, kurulduğumuz günden bu yana ana sanayi çalışan bir firmayız. Kalitemizi de kuruluşumuzdan bugüne kanıtladık. Dünyanın en büyük dingil firmalarından birine üretim yapıyoruz. Bursa’dan yüzde 60 kapasitesini üretiyoruz. UPK Otomotiv, 2012 yılında kuruldu ama ortağım ve ben kurumsal olarak 20 yıldır bu sektörün içerisindeyiz. Uzun yıllardır süren dostluğumuzu UPK Otomotiv’de ortaklığa döndürdük.

UPK Otomotiv olarak 1 milyon kapasiteye ulaştık. 2016 yılında 660-700 bin civarında bir üretim yaptık. Bu yıl büyüyeceğiz, hedefimiz 2017’de de 1 milyonu sürdürmek. Yeni yatırımlarımız nedeniyle 2017’de taşındık. 5.400 metreden 15.000 metrekareye geldik.

Genel çalışma alanı olarak baktığınızda cironuzun ve satışlarınızın ağırlıklı olduğu noktalar neresi? Yurt içi ve yurt dışı ağırlık nasıl?

Yurt içinde bir bayimiz var. Bunun dışında kimseyle çalışmıyoruz. Sektörde rekabet çok yüksek. Firmamız yüzde 95 ihracat yapıyor, yüzde 75’in üstünü Avrupa ülkelerine yapıyoruz. Bu üretimimizin yüzde 40’ı ise ana sanayi firmalarına yapıyoruz. En büyük işlem hacmimiz Almanya’ya. Ürün satmadığımız ülke yok gibi.

Yeni ürün grubumuzla birlikte bu yıl iç pazarda biraz daha faal olmak istiyoruz. Pazarın şu andaki durumu çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Biz de böyle olmaya çalışıyoruz. Pastayı yavaş ama temkinli şekilde büyüteceğiz. Hedefimiz, diğer ürün grupları için de büyük yatırımlar yapmak. 2017’de bu amaçlarımıza ulaşmayı hedefliyoruz.

Tüm dünyada AR-GE yatırımları her geçen gün önemini artırmaya devam ediyor. Siz de yüzde 100 yerli sermayeli bir firma olarak bu alanda yatırım yapıyor musunuz?

Ar-Ge ile ilgili baktığınızda neredeyse sıfır teşvikle gidiyoruz. Sadece son dönemde ufak bir makine yatırımımız için KOSGEB’den teşvik aldık. Bunun dışında her şeyi kendi sermayemiz ile gerçekleştiriyoruz. 8-10 kişilik bir AR-GE ekibimiz var. Bizim beynimiz burası. Burada bütün pazarı takip ediyor, yenilikleri inceliyoruz. 2017 yılında yeni fabrikamızdaki Ar-Ge merkezine de ciddi yatırımlar yapmayı düşünüyoruz. Özellikle test ekipmanlarında sektörde ses getirecek yatırımları yapmayı planlıyoruz. Yeni ürünlerimizle 2 milyon Euro’luk test makinaları almak istiyoruz. Bu da sektörde ses getirecek bir yatırım olacak.

Yeni tesiste ne farklılıklar var?

Organize sanayi şampiyonlar ligi derler. Bunun farkını hissedeceğiz. Sorumluluğumuz çok arttı. Maddi manevi yükümlülüklerimiz arttı. Eski üretim merkezimizde sosyal şartlarımız çok uygun değildi, bu yeni fabrikamızda çalışanlarımıza soyunma odalarından yemekhaneye, çalışma ortamlarından, ısınma ihtiyaçlarına kadar ihtiyaç duydukları ortamı sağladık. Çalışan motivasyonuna ve verimliliğe çok inanıyoruz. Verimlilik arttıkça bizim kazancımız artıyor. 2017’de bunu hedef koştuk kendimize. Yeni yerimiz motivasyonumuzu daha da artırdı. Çalışanlarımızdan güzel tepkiler aldık, şuanda 210 kişiyiz, 2017’de 250 kişi olmasını hedefliyoruz.

Alton, kendi alanında lider markalardan biri. Nasıl bir kurumsal kimlik ve yapılanma ile çalışıyorsunuz? Markanızın genel durumu hakkında bilgi verir misiniz?

UPK’yı kurduğumuzda markamız yoktu. Amerika’da eğitim almış bir gençle konuşurken marka ismi olarak Alton’u önerdi. A ile başlaması da bizi etkiledi, içimize sindi. Alton, tek markamız. Kendi markamız dışında müşteri markaları da üretiyoruz. Kurumsal, sektöründe dev firmalarla çalışmaya özen gösteriyoruz. Sektörün en büyük isimlerine ürün yapıyoruz. Alton’u da büyütmek istiyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda satış grubumuzu da büyüttük. Buradan da yola çıkarak markayı büyüteceğiz.

2017 yılı için markanız ve kurumunuz anlamında genel öngörünüz nedir? Kapasite artırımı ve fabrika büyütmeye girmeyi hedefliyorsunuz. UPK Otomotiv 2017 yılında nasıl hareket edecek?

UPK dolu dizgin gidiyor. Hava süspansiyon sistemlerinde ikinci bir ana sanayi kurmak, satış sonrasında güçlenmek, yeni yatırımlar yapmayı hedefliyoruz. Orta Doğu’ya açılmayı planlıyoruz. Dikkatli ve yavaş adımlarla ilerliyoruz. Önümüzü görmek istiyoruz. Öz sermayemiz ile mücadele ediyoruz. Hedeflerimize ulaşacağız, UPK’nın büyümesini engelleyecek bir şey yok.

Türkiye pazarında yaklaşık 200-250 bin adet körük tüketiliyor. Yakın pazarlarla birlikte 700 binlere kadar uzanıyoruz. Irak, İran, Türki Cumhuriyetler, Rusya’ya ciddi ihracat yapılıyor. Türkiye’de Continental, Vibracoustic, Aktaş, Meklas’tan sonra biz geliyoruz. Üretim yapan 25-26 arasında ilk 5 arasında olduğumuzu söyleyebiliriz. Biz en kaliteli malı en uygun fiyata sattığımıza inanıyoruz. Bizi diğer firmalardan ayıracak olan şey, yeni Ar-Ge çalışmalarımız olacak. Bu konuda ciddi yatırımlarımız var.

2023 hedeflerine ulaşabilecek miyiz? Otomotiv sektöründe durum nedir?

Türk insanı istedikten sonra önünde hiçbir şey dayanamaz. Birlik olduğumuz sürece otomobil de üretebiliriz, her şeyi yapabiliriz. Bunun için de yatırım yapılması, mevzuatların değişmesi, devletin elini taşın altına koyması gerekiyor. Bir okyanusta kum tanesiyiz. Sektör çok hızlı büyüyor, makaslar değişiyor artık. Körükler daha fazla kullanılıyor. Pazar giderek büyüyor. Araçlar yerden ayrılmadığı sürece körükler kullanılacak. 2023 hedeflerine belki gidemeyiz ama biraz daha birliktelik ile hedeflerimize ulaşabiliriz. İlk başladığımızda 6 milyon Euro ciro yapıyorduk, şimdi 20 milyon Euro civarındayız. 3 yılda olan bir şey bu. Bize destek sağlansa daha da gelişebiliriz. Gücümüze ve esnekliğimize inanıyoruz. Türkiye’de yapılamayacak hiçbir şey yoktur, yeter ki istensin.

Otomotiv sektörü nisan ayında Automechanica İstanbul Fuarı’nda bir araya gelecek. Fuara özel bir çalışma ya da yeniliğiniz mevcut mudur? Fuarların sektöre etkileri hakkındaki noktalar nelerdir?

Automechanica İstanbul Türkiye’de çok güçlü bir fuar. Bizim için gövde gösterisi. Geçen yıl üç büyük fuar yapıldı. Bu çok doğru değil. Sektöre çok yüklenmek gerekli, sanayici de yoruluyor. Eskiden yapıldığı gibi 2 yılda bir olmalı fuar. Her yıl yapıldığında verimsiz geçtiğine inanıyorum. Bunu dengelemek gerekiyor. Bizim amacımız müşteri bulmak değil, kendimizi, yeniliklerimizi, yaptıklarımızı anlatıyoruz. Örneğin Çin’deki fuara gittiğimizde yüzde 80 müşterilerimizle toplantılarımızı orada yapıyoruz.

Son dönemde otomotiv sektöründe gündemi meşgul eden farklı konular var. Özellikle Endüstri 4.0, ÖTV artışları, uluslararası ticarette yaşanan gelişmeler elektrikli ve hibrit araçlar öne çıkan başlıklar. Siz sektörün genelini nasıl görüyorsunuz?

Yerden kesildiğinde tekerlekler daha da konforlu hale geleceğiz. Bir gün olacak bu. Körük karadaki her şey bittiğinde bitecek. Karadaki işlemlerin kolay kolay biteceğini sanmıyorum. Bizim sektörün en büyük avantajı hareket olan her yerde ihtiyaç olması. Tırın ve otobüsün olduğu her yerde varız.

Yeni ürünler ve teknolojiler çıkıyor. Körüğün canı kord bezidir. Bunun alternatiflerine bakılıyor şu anda. Dünyanın en büyükleri de Kordsa’dan alıyor. Biz de oradan alıyoruz. Dayanımı çok yüksektir bu ipin. Kauçuk ile kapladığınızda havayı içinde hapsediyorsunuz. Hava süspansiyon sistemi konfor demektir, insanlara konfor ve güvenlik sağlamalı. Bunları Ar-Ge ile geliştirdiğimiz değerlerle sağlıyoruz. Kauçuk bir gün tükenecek. Bunun alternatiflerine bakılıyor. Biz de zaman içinde gelişen durumlara göre sistemlerimizi değiştireceğiz. Tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Türkiye’nin otomotiv sektörüne bakış açısı nasıl? Özellikle yabancı sermayenin Türk pazarı için görüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ilginç bir ülke. Kurallarımız var ama denetimlerimiz yok. Avrupa’yı Avrupa yapan denetim. Biz maalesef bu denetim mekanizmalarını kuramamışız. Otomotiv sektörünün üzerindeki vergi yükü azaltılırsa önü çok fazla açılır. Yatırımcı da o zaman daha fazla gelir. Burada tamamen hükümetin alacağı kararlar çok önemi. Türkiye düşük maliyet ülkesi. Biz dünyanın en iyi ürünlerini yapıyoruz ve işçiliğimizden kazanıyoruz. Biz Avrupa Birliği yerine Türk Birliği’ni kurmalıyız. Örneğin inşaat sektörünün büyümesi ülkenin büyümesi değildir. Makineye, tesisata ve insana yatırım yapmazsanız ülke büyüyemez. Bugün dünyaya yön veren ülkeler çeliği kullanabilen insanlardır. Amerika ve Almanya bunu çok iyi yapıyor. Çok iyi denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor.

Bunları da beğenebilirsin