Sektörümüzün kronik sorunlarını çözmek için çalışacağız

2019 yılında, taşıma yaptığımız tüm ülkelerden transit geçişlerimizin serbestleştirilmesi ve ikili taşımalarda geçiş belgelerinin artırılması ile ilgili girişimlerimizi sürdürdük. Macaristan’ın Türk taşımalara uyguladığı transit ücretin kaldırılmasını sağlayan hukuki mücadelemiz, Avusturya’da taşımacılık lobisi engeline takıldı ve bu ülkeye açtığımız davada arzu ettiğimiz sonucu elde edemedik. Almanya başta olmak üzere, Avrupa’nın batısındaki ana ticaret pazarlarımız ile karşılıklı taşımalarımız hala transitte kota, geçiş ücreti ve ayrıca profesyonel sürücü vizesi gibi haksız kısıtlamalara maruz kalıyor. Bu da sektörümüzün, onunla birlikte de Türk mallarının yurt dışı pazarlardaki rekabet gücünü azaltıyor.

Macaristan’ın haksız transit ücretine karşı AB Adalet Divanı’nda alınan kararın, Avrupa’daki ana ticaret pazarlarımıza yönelik taşımalarımızı kısıtlayan ülkelerde de uygulamaya konması için yoğun girişimlerimize 2020 yılında da devam edeceğiz.

Öte yandan, bu tür tarife dışı kısıtlamalar nedeniyle, ihracat ve ithalat taşımalarımızda aynı kısıtlamalara muhatap olmayan yabancı araçların payı artmaya devam ediyor. Yaptığımız hesaplamalara göre yabancı araçların yıllardır artmakta olan pazar payı nedeniyle kaybettiğimiz “hizmet ihracatı geliri” yıllık 800 milyon doları buluyor. Bu anlamda, Nisan ayında Ticaret Bakanlığımızın yaptığı açıklamaya istinaden, Trakya Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü bağlantılı gümrük idarelerinden çıkış yapan yabancı plakalı tüm araçların ödenmemiş HGS/OGS geçiş ücreti veya para cezalarının tahsiline başlanmasını memnuniyetle karşıladık. Bu ve benzeri uygulamaların devam etmesi en büyük dileğimiz. Zira, ülkemizden ihraç yük alarak taşıma yapan yabancı araçların yarattığı haksız rekabet ortamı ve gelir kaybının sürmesi, halihazırda ekonomik belirsizlikler ve sürekli artan maliyetler nedeniyle potansiyelinin hayli altında bir performans sergileyen sektörümüzün, rekabet gücünü artırabilecek yeni yatırımlardan kaçınması sonucunu da beraberinde getiriyor.

Türkiye’nin ihracatının %35’inin geçtiği Kapıkule sınır kapısında yaşanan uzun beklemeler, kuyruklar ve oluşan ek maliyetler sorunu ise UND’nin yıllardır yaptığı çalışmaların Ticaret Bakanlığımız nezdinde karşılık bulması ile önemli bir iyileşme trendine girmiş bulunuyor. Peron genişletme çalışmaları sürerken, Ticaret Bakanlığımızın liderliğinde yürütülen sınır geçişlerinin hızlandırılmasına yönelik tedbirlerle Kapıkule’den günlük geçiş sayılarında önemli artışlar sağlanmaya başlandı, günlük geçiş sayısı 900’den 1200’lere kadar çıktı.

Sektörümüzün kronik sorunlarının yanında, son yıllarda önemli sıkıntılara yol açan “kaçak göçmen” sorunu da 2019 yılında gündemimizde üst sıralardaydı. Özellikle Sırbistan-Hırvatistan sınırlarında yoğunlaşan kaçak göçmen vakaları nedeniyle, araçlarında kaçak göçmen tespit edilen firmalarımız ve sürücülerinin çok ağır cezalarla karşı karşıya kalması sorununa çözüm bulabilmek için Derneğimiz; ilgili bakanlıklarımız ve resmi mercilerle Sırbistan Büyükelçiliğinin destekleri ile 2019 yılında “Sıla Yolu Projesi” başlattı. Bu proje kapsamında Sırbistan’ın tüm sınır kapılarında toplamda 11 Türk Polis, 9 memur; sınır kapılarında 2 memur Büyükelçilikte merkezde, 7/24 esasına göre görevlendirildi ve vatandaşlarımıza gerek kaza, hırsızlık gerekse kaçak mülteci sorunları gibi birçok konuda destek sağlandı. Gerçekleşen iş birliği kapsamında UND tarafından 2 adet karbondioksit ölçüm cihazı Sırbistan makamlarına hibe edildi ve Hırvatistan sınırına geçmeden araçların kaçak göçmen kontrolü yapılmasına imkan sağlandı. Taşımacılarımızın bu konudaki mağduriyetlerini önlemeyi amaçlayan projelerimizi ilgili ülke ve AB kurumlarına sunarak destek talep ediyoruz.

 Macaristan’ın Türk taşımacılarına yönelik transit ücreti uygulamasına karşı Ticaret ve Ulaştırma Bakanlıklarımızın destekleriyle açtığımız davada, geçtiğimiz yıl çok önemli bir kazanım elde ettik ve bu ücretin, Türkiye-AB Gümrük Birliğine ve 1963 Ankara Anlaşması hükümlerine aykırı olduğuna ilişkin AB Adalet Divanı’nın açıkladığı karar tüm tezlerimizi destekler nitelikte. Bu karar, esasen tüm AB üye ülkeleri için bağlayıcı nitelikte olduğundan, tarihi bir karar olmuştur. UND olarak, Gümrük Birliği nedeniyle Türk taşımacılarından transit geçiş ücreti alınamayacağını teyit eden ABAD kararına dayanarak, transit taşımalarımızdaki kısıtlamaların bütün Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde kaldırılmasını sağlamaya odaklandığımız yeni bir eylem planını 2020 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Aynı çerçevede Ticaret Bakanlığımızın yeniden AB gündemine getirdiği “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi” konusu da UND olarak gündemimizin en üst sıralarında yer alıyor. Transit taşıma kotaları, transit ücretleri ve profesyonel sürücü vizeleri gibi kısıtlamaların, Türkiye-AB ticaretini en az 3,5 milyar EUR eksilttiği, Dünya Bankası ve AB Komisyonu’nun yaptırdığı araştırmalar ile doğrulanıyor.

2020 için İngiltere gibi önemli bir ticaret ortağının Brexit ile ortaya koyduğu belirsizlik ve yoğunlaşan ticaret savaşları ışığında Avrupa Birliği’nde ekonomik kriz beklentilerinin yoğun olarak dile getirildiği bir dönemde bu gerçeği Türkiye-AB ticaretinin paydaşlarına, doğrudan bu kayıpları yaşayıp Türkiye üzerinden Orta Asya ve Çin pazarına açılma seçeneklerini değerlendiremeyen Avrupalı firmalara daha etkin bir şekilde anlatacağız.

Eylem planımızın ilk adımı olarak 12-13 Aralık 2019 tarihlerinde Brüksel’e geniş bir heyetle çıkarma yaptık ve Türkiye Cumhuriyeti AB Daimi Temsilciliği, AB Parlamentosu ve AB Komisyonu ile çok önemli toplantılar gerçekleştirdik. Türkiye-AB Gümrük Birliği’ni etkin olarak işler hale getirilmesinin önündeki transit engellerinin kaldırılmasının önemini vurguladık. Ticaret Bakanlığımız liderliğinde yürütülecek girişimlerle Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi sürecinin yeniden başlatılmasıyla, Türkiye’nin AB ile ticaretinin, her iki taraf için önemli kazanımların önünün açılacağına inanıyor ve bu süreçte devletimizin girişimlerini destekliyoruz.

Kuşak ve Yol Girişimi’nde kaydedilecek gelişmeler de 2020 yılındaki ekonomik ve ticari performansımızı etkileyecek unsurların başında gelmektedir.

Dünya ekonomisini olumsuz etkileyen ticaret savaşları, ticari yaptırımlar, döviz kuru dalgalanmaları ve siyasi gerilimler de, lojistik sektörünün performansını doğrudan etkilemeye devam edecektir.

 

Bunları da beğenebilirsin