“Otobüs sektörünün önü çok açık”

Anadolu Ulaşım Genel Müdürü Mehmet Ali Akçın

Mapar Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Şahin

İlk kez İzmir’de düzenlenen Busworld Fuarı için genel olarak görüşlerinizi alabilir miyiz?

Yalçın Şahin: Türkiye’nin en önemli ulaşım şirketlerinden biri olan Anadolu Seyahat ile Mapar olarak çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Hem şirkete hem de sektör duayeni olan Anadolu Ulaşım Genel Müdürü Mehmet Ali Akçın’a çok teşekkür ederiz.

Dünyanın en önemli fuarlarından biri olan Busworld, bu yıl ilk kez İzmir’de düzenlendi. Fuarda ülkemizde üretim ve satış yapan çok iyi firmalar, markalar bulunuyor. Biz de Mapar olarak fuara katılmaktan son derece mutluyuz. Bu bir başlangıç ve biz de burada olarak gelecek için önemli bir yatırım yaptık. Fuarda Mapar isminin geçmesi son derece önemli.   İran, Irak, Tanzanya ve Afrika’nın farklı ülkelerinden önemli temsilciler geliyor. Fuar, İzmir’e ve genel olarak sektörümüze önemli katkılarda bulunacak. Burası fuar mekanı olarak da güzel tasarlanmış bir alan.  Şirket olarak Man bayiliğimiz var. Man’ın yeni üretimi Fortuna ve Tourliner, Neoplan modellerimiz var. Sektörün ihtiyacı olan ürünleri üretiliyor. Ben emekçiyim, bu sektörden geldiğim için olayın mutfağını biliyorum ve bu araçlara güveniyorum. Şu anda Türkiye’deki en iyi araçlar arasında. Diğer markaların da hiçbiri kötü değil, hepsi ülkemize lazım. 13 metredeki iyi araçlardan bir tanesini üretmeyi başardık. Mapar olarak bu ürünü de pazara sunduk.

Türkiye’deki otobüs sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Otobüs sektörü artık bir yerden bir yere taşınıyor diyebiliriz. Yaz ayları para kazanılan dönem, kış aylarında ise otobüs finansman devri bitiyor, yani otobüsten para kazanma devri bitiyor. Aldığınız bir araç ilk yılda Avrupa bazında yüzde 20, devam eden yıllarda yüzde 10 gibi bir oranla ucuzluyor. Şu anda yüzde 30-40 gibi oranlarla ucuzlamaya başladı. Geldiğimiz noktada 2016 yılında A markadaki 250 bin Euro’ya alınan bir araç, 2015 yılında 155 bin Euro veya 145 bin Euro’ya kadar inebiliyor. Bu da bir yılda otobüsün yüzde 40-45 oranında para kaybettiğini gösteriyor. Bunu önleyebilmek adına biz de eski model araçlarımızı iyileştirmeye çalışıyoruz.

Mapar’ın ikinci konusunda attığı adımlar var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yalçın Şahin: Şu an itibariyle sektör içerisinde kendi öz malını iyi kullanıp iyi revize eden firma sayısı çok az. Artık A, B veya C klasmanlarına da çok fazla bakılmıyor. Artık otobüsün özelliklerine, konforuna, şoförüne ve ikramına bakılıyor. Markasına bir noktadan sonra bakılmaya başlanıyor. Buna baktığımızda temel neden Euro’dan TL’ye dönülmesi. Artık Euro ile kredilendirilmiyorsunuz. Bu durumdan ötürü bir otobüs firması yıllık olarak en fazla 120-150 bin TL arasında kazanç sağlayabiliyor. Çok iyi bir yıl geçirdiğinizde en fazla 200 bin TL kazanıyorsunuz. Siz 1 milyon 200 bine aldığınız araca faiziyle beraber 1 milyon 600 bin TL’ye öderken, iki yıl çalışmanızın sadece faize gideceği bir yerde yeni araba almak çok büyük risk haline geldi. Hem üreticiler hem de kullanıcılar olarak aldığımız ürünün doğru bakımını yaptırıp 4-5 yıl kullanırsak, çok doğru bir hamle yapmış oluruz. Şu an fuarda bulunan araçlarımız 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait. Mutlaka eksiklikleri vardır. Ancak 2018 model bir araca dışarıdan baktığınızda veya içerisine girdiğinizde ön torpido haricide bir ayrım yapamazsınız.

Mehmet Ali Akçın: Artık dijital telefonların olduğu bir ortamda televizyona ihtiyaç kalmadı. Çünkü müşterilerimiz artık bizim ekranımızla ilgilenmiyorlar. Kendi GSM telefonlarındaki Android veya İOS uygulamaları ile bu ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Artık bundan sonraki durum tamamen internetin kalitesiyle ilgili. İnternet hızı yüksek ise ekrana ihtiyaç kalmıyor. Ekran otobüste sağlık bir durum değil. Rakiplerin yapmış olduğu değişikliklerden dolayı ekran kavramı ortaya çıktı. Otobüsün kimyasına ve elektrik sistemine de uygun değil. Buna uygun olsaydı eğer fabrikalar üretirken bunu kendileri yapardı. Artık teknoloji cep telefonlarında. Cep telefonlarında insanlar kendi özelleriyle yaşıyorlar. Bizim son dönemlerde yaptığımız araştırmalar, koltuk arkası ekranların çok da etkili olmadığını görmemizi sağladı.

 Anadolu Ulaşım olarak fuarda bir satın alma yaptınız mı?

Mehmet Ali Akçın: Hem Pamukkale hem de Anadolu grubumuz için bundan yaklaşık 15 gün kadar önce bir satın alma yaptık. Sezon öncesi toplu bir yatırımımız oldu. Dolayısıyla Mapar ile sadece bu alışveriş özelinde değil, çok eskiye dayanan ve çok ciddi dostluk temelleri üzerine kurduğumuz bir ticaret geçmişimiz var. Buradaki ziyaretin ticaretin ötesinde bir dostluk anlamı var.

Kendinize ait olan ya da kiralık kaç aracınız var?

Mehmet Ali Akçın: Bizim toplamda 96 aracımız var. Bu 96 araçta bizim öz malımız hiç yok. Biz de yatırımcılar var. Yatırımcılar otobüs alırlar, bize işletirler, ay sonunda hakları ne ise onları alırlar.

Mapar’ın Bursa ve İstanbul’da yapılanmaları var. Nasıl bir organizasyonla çalışıyorsunuz?

Yalçın Şahin: Mapar ilk olarak 2009 yılında Bursa’da açıldı. Devamında 2001 yılında İzmir’de bir açılış gerçekleştirdik. Şu anda üç ildeyiz. 2019 veya 2020 yılında da kısmet olursa Ankara’da bir açılış gerçekleştireceğiz.

Mehmet Ali Akçın: Mapar ile alışverişiniz hiçbir şekilde sonlanmaz. Yalçın Bey’i her zaman yanınızda görürsünüz. Bu da ilişkinin sadece bir kesitini değil de rasyonel devamlılığını yaşatmak için oldukça önemli.

Araçlarınızda herhangi bir sorun olduğunda hızlıca çözüm üretebilme açısından bir hizmetiniz var mı?

Yalçın Şahin: Biz yenilikçi bir firmayız. Biz bir yola çıktık, bu yolda bizlerin de hatası var. Kullanıcıların da hatası var. Arkamıza bakıp büyüklerimizden ders alıyoruz. Otobüsçülüğün nerede, neye ihtiyacı var bunu biliyoruz. Kazalı araç sektörde en çok parayı kazanan araçtır. Dolayısıyla kaza yapan bir araç geldiğinde ona eş değer kendi markamdan bir araç veriyorum. Otobüsçü bir şekilde kış aylarında ucuz kiralık araç bulabilir. Mehmet Ali Bey de çok iyi bilir. Mayıs ve Ekim ayları arasında ise otobüs bulmak çok zor bir durumdur. Biz orada 4 ila 5 adet yedek araç bırakıp, kaza yapıldığında yerine araç temin edebiliyoruz. Araç tamir edilene kadar, kaza yapan araç bizim servisimize girdiği anda biz yerine yedek araç veriyoruz. Çünkü otobüsçülerin kazanç sağladığı sadece beş ay var. Otobüsçü iki ayı kaybederse senedini ödemekte güçlük çeker. Bu tür durumları tespit edebilmek çok önemli.

Biz bir yenilik daha yaptık. Tüm araçlarımızın hem İzmir’de hem de Bursa’da birer tane daha motoru ve şanzımanı bulunuyor. Çünkü motor bir akıldır. Yine yaz döneminde araç bize geliyorsa, yerine yedek motor koyuluyor. Müşteriyi zorda bırakmadan parça listesi yapıyoruz. Bunu motorda ve şanzımanda Türkiye’de ilk yapan marka biziz. Şu anda hiçbir serviste bunu yapan yok.

Otobüste yine bu yıl güzel bir yenilik yaptık. Türkiye’de ilk defa Tourliner’ı bedelsiz 25 gün kullanma fırsatı da sunduk. Şu anda bu Tourliner aracımıza Kâmil Koç grubunun bir alımı var. Yakıttan dolayı Tourliner aracımızı test amaçlı verdik. Sektörde artık insanlar bizlerin konuşmasıyla değil, birebir kendi deneyimiyle aracı test edip bizim tarafımızdan verilen verilerin doğru olduğunu gördükten sonra satışa oturuyor. Bu anlattıklarımın hepsi bu sektörde bizim ilklerimizdir.

Yurt dışına ihracat yapacağınızdan söz ediliyor. Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz ve bağlantılarınız arasında hangi ülkeler bulunuyor?

Yalçın Şahin: Biz şu anda ikinci elde toplamda 67 ülkeye satış yapıyoruz. Mapar firması olarak yurt dışında iyi bir ağımızın olduğunu düşünüyoruz. Afrika ülkeleri çok daha fazla. Yunanistan, Portekiz, Polonya, Hollanda, Almanya gibi ülkelere de satışımız mevcut. Adet bazında en çok satışı Afrika ülkelerine yapıyoruz.

Mehmet Ali Akçın: Bizim sektör içerisinde ayakta kalabilecek firmalar, hesabını, kitabını, matematiğini doğru yapan firmalar olacak. Artık her yıl sahneye yeni araçlar süren firmalar değil, bir araçtan daha fazla ne kadar istifade edeceğini bilen şirketler güçlenecek. Araçlarda öncelikle ekonomik yakıt tüketenleri tespit etmeniz gerekiyor. Yakıt sarfiyatı çok önemli. Bununla beraber satış aşamasında bayinin katkısı esas alınıyor. Bayi aracı denemenize fırsat veriyor, yeni bir ürünün getirisini ve götürüsünü, işletme maliyetine katkısını görebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra bir de bu araçların finansmanı var. Aracı aldıktan ve işletme süreci bittikten sonra da ikinci el değeri esas. Man şu anda yeni ürünü ile piyasada rüzgarı ardına almaya başladı. Bir de 2-3 yıl sonra vadeleri dolunca bu araçların iade edilme aşamasında ikinci el değeri sağlanabilirse o zaman bu iş tamamlanır. Man’da Alman teknolojisini görürsünüz.

Genel merkezler araç fiyatlarının düşmesinden dolayı rahatsız olmuyorlar mı? Sizlere sıfır ürün satma konusunda herhangi bir baskı söz konusu mu?

Mehmet Ali Akçın: Türkiye’de 2015 ve 2016 yılında yaşanan aksaklıklar maalesef otobüs sektörünün sırtına çok sağlam bir hançer sapladı. İnsanlar bu yılların sıkıntısını henüz yeni yeni atmaya başladı. Bütün firmalar büyüdüğünü ifade ettiği için bu sektörde para ve iş bitmez. Bu ifadeye dayanarak, kendi firmamın da büyüdüğünü söyleyebilirim. Ülkede artan hareketli nüfus oranına doğru orantılı olarak bizim doğru hizmetler sunup, zamanı doğru değerlendirip gelir seviyemizi arttırmamız lazım. Yoksa ekipmanları ile birlikte size 1 milyon 400 bine mal olan bu aracın maliyetini çıkaramazsınız.

Doğudaki sorunlar nedeniyle seyahat eden insan sayısında bir azalma oldu mu? Siz de bunu hissettiniz mi?

Mehmet Ali Akçın: Ben işin şikayet tarafında değilim. İşinden şikayet eden adam, tembel adamdır. Bugün işimizdeki şikayet edeceğimiz konuya ilişkin çözüm var mıdır? Eğer varsa bunu eyleme dönüştürmek gerekir. Eğer bu çabayı göstermezseniz, halinden şikayet eden insanlar sınıfında gezersiniz. Her zaman bir sorunun çözümü olduğu sürece ve siz çözüm odaklı olduğunuz sürece, o sorunlar aşılır. Sadece doğuda değil, batıda da sorun var. Her bölgenin kendisine özel sorunları bulunuyor. Bu ülkede artan bir nüfus gerçeği ve bu nüfusun alttan yukarı doğru yükselen bir yaş skalası var. Ayrıca Türkiye’de bu nüfusun ihtiyacı olan seyahat ve turizm politikası var. Ülkede seyahat ve turizm olgusu oluştu. Bugün 3 milyon 270 bin yolcu taşıyan Anadolu Turizm’in yıl sonunda hedefi ise 3 milyon 700 bin yolcu taşımak. Bu öngörüsü ve yükseliş, artan yolcu sayısı ve aradaki boş koltuğun da satılmasına göre belirleniyor. Kolay yapılabilir bir hesap değil ama karşı tarafın bir matematiği söz konusu. Bu kadar artan potansiyele rağmen biz şikayet ediyorsak o zaman hata bizdedir.

Eğer yapmış olduğunuz ticarette kar öngörmezseniz ve sadece yaptılar desinler diye yaparsanız ömrünüz boyunca ağlamaya mahkumsunuz.

 

Bunları da beğenebilirsin